Uyarması Gereken Işıklar Sürekli ve Rahatsız Edici Şiddette Olursa Neler Olur?

Sigortacılık
Son dönemde ambulansa yol vermeyen araç sürücüleri, yol kontrolü yapan emniyet mensuplarına çarpan araçlar ve kaza sonrası yardım ekiplerine arkadan gelen araçların çarpması gibi trajik haberler okuyoruz.

Bilhassa şehir içinde dikkatimizi dağıtan unsurlar arasında bisiklet ve motosikletler, yoldaki araçlara saldırmaya çalışan köpekler ya da bir anda parlayan reklam tabelaları gibi beklenmedik faktörler yer alıyor. Ancak dikkat dağıtan unsurlar sadece bu kadarla sınırlı değil. Alışkanlık nedeniyle önemsemediğimiz, "olağan" ve "sıradan" olarak algıladığımız unsurların da büyük bir tehlike yarattığını unutuyoruz.

Alışma ve Etkileri

Alışma, bir uyarıcının sürekli ve aynı şiddetle tekrarlandığı durumlarda, duyusal algının bu uyarıcıya karşı tepkisinin azalması veya tamamen ortadan kalkmasıdır. Trafikte sürekli maruz kaldığımız acil durum araçlarının uyarı ışıkları bu durumun çarpıcı bir örneğidir

Her yerde ve sürekli gördüğümüz uyarı ışıkları bir süre sonra önemini yitirerek sıradan bir hal alır. Sürekli yanan ışıklar, gerçek bir acil durumla rutin bir durum arasındaki farkın belirginsizleşmesine yol açar.

Görevi gereği öğle yemeğini ayaküstü bulduğu yol kenarı bir yerde geçiştirmeye çalışan acil sağlık personelinin açık bıraktığı ambulans ışığı, yol kenarında bir ağaca sabitlenmiş korkutma amaçlı polis ışığı gibi gereksiz yanan o kadar çok acil durum ışığı varken maalesef bu ışıklara alışmak kaçılmaz oluyor.

Stres ve Trafik Güvenliği

Sürekli yanan uyarı ışıkları sadece alışma etkisi yaratmaz; aynı zamanda stres ve dikkat dağınıklığını da artırır. Özellikle yağmur veya sis gibi düşük görüş koşullarında, ışıkların yansıma ve parlama etkisi sürücüler üzerinde stres oluşmasına yol açar. Bu durum, dikkat dağınıklığı başta olmak üzere diğer araçların ve yayaların pozisyonlarını belirlemeyi zorlaştırdığı için trafik güvenliğini tehlikeye atar.

Devriye araçlarını takip etmek zorunda olan sürücüler için ise uzun süre maruz kalınan yanıp sönen ışıklar duygusal yorgunluğa ve bununla birlikte karar alma süreçlerinde yavaşlamaya neden olur. Bu durum, trafik güvenliğini tehlikeye atarken kazalara davetiye çıkarır.

Gereksiz şekilde kullanılan uyarı ışıkları, sadece trafik güvenliğini tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda toplumda acil durumlara karşı duyarsızlaşmaya yol açar. Bu durumun önüne geçebilmek için:

  1. Uyarı Işıklarının Etkin Kullanımı:

    Acil durum ışıkları yalnızca gerektiği durumlarda kullanılmalı ve bu konuda sıkı denetimler yapılmalıdır. Ambulans, itfaiye veya polis araçlarında sürekli yanan ışıklar yerine, durumun aciliyetine göre kontrollü bir kullanım benimsenmelidir.

  2. Farkındalık Kampanyaları:

    Sürücüler ve yayalar, acil durum ışıklarının anlamı ve doğru tepkiler konusunda eğitilmelidir. Bu sayede, bireylerin ışıklara karşı duyarsızlaşmasının önüne geçilebilir.

  3. Görsel ve Duyusal Tasarım İyileştirmeleri:

    Trafikte kullanılan uyarı ışıklarının frekansı ve parlaklığı, hem dikkat çekici hem de göz yormayacak şekilde tasarlanmalıdır. Örneğin, yağışlı havalarda yansıma yapmayan teknolojiler tercih edilebilir.

  4. Yasal Düzenlemeler:

    Trafik güvenliğini artıracak şekilde ışıkların kullanımıyla ilgili yasal düzenlemeler yapılmalı ve bu kuralların ihlaline caydırıcı cezalar getirilmelidir.

  5. Teknolojik Çözümler:

    Akıllı sensörler veya diğer teknolojiler kullanılarak, gereksiz yanan ışıklar otomatik olarak devre dışı bırakılabilir. Bu, acil durum araçlarının ışıklarının gereksiz yere yanmasını önleyecektir.

Sonuç olarak, ışıkların sürekli ve yanlış kullanımı alışkanlığa ve duyarsızlığa neden olarak trafikte ciddi kazalara zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, ışıkların kullanımı ve algılanışı konusunda bilinçli bir yaklaşım geliştirmek hem bireylerin güvenliği hem de genel trafik düzeni açısından kritik önem taşır.

 

Etiketler: sigorta bigdata